Skip to content

Merak Ettikleriniz

Neden Alkali Su?

Hidrojen molekülleri doğal ortamda bulunur, basit yapıdadır ve elementlere geniş dağılımı vardır. Hidrojen molekülleri, yaşamın devamlılığı için çok önemlidir ve biyolojik büyüme ve yaşam sürdürülebilirliği üzerinde önemli bir katkısı vardır. Modern tıp; hidrojen moleküllerinin doğal olmasından dolayı serbest radikallerin temizlenmesinde mükemmel faydalar sağladığını ispatlamıştır. Hidrojen molekülleri çevre dostu doğal oksidanlardır ve karakteristik hiçbir yan etkisi olmadığı için yeşil olarak adlandırılmıştır

Antioksidan Fonksiyonuyla Sağlığı Korumak

Sağlık Endüstrisi; anti-oksidan teknolojilerinin, medikal araştırma ve geliştirme çalışmalarında önemli bir role sahip olduğuna dikkat çekmiştir. Oksidan direnci açısından anahtar madde olan antioksidan aynı zamanda hücresel yenilenme ve değişimin de temelini oluşturur ve bu sayede insan hücrelerini serbest radikallerin zararlarından koruyabilir. Bu konuda yapılan çalışmalar kronik hastalıklardan birçoğunun ve yaşlanma semptomlarının, radikaller ile yakından ilişkili olduğunu göstermiştir. Hidrojen molekülleri temiz, güvenli oksidanlar ve üstün özelliklere sahip serbest radikallerdir. Bunlara ek olarak hidrojen molekülleri suyun hücre fonksiyonunda bulunmaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalara ve elde edilen kliniksel verilere göre, hastalıkların önlenmesi ve sağlık için belirgin faydaları vardır. Deneysel kanıtlar, ORP filtreden sonra, içme suyunun içeriğindeki hidrojen moleküllerinin gücünün geliştiğini gözlemlemiştir.

Antioksidanlar, serbest radikallere elektron verip onları bloke eder ve hücrelerimize zarar vermesini önleyerek hastalıkların önüne set çeker böylelikle yaşlanmayı geciktirir.

Antioksidan ve Serbest Radikaller

Bütün Serbest Radikaller hücrelerimizden elektron çalarlar. Genel olarak yaşlanma prosesi serbest radikallerin hücrelerimiz ve DNA’ mıza verdiği zararlardan oluşur. Serbest Radikaller, vücudumuza ve hücrelerimize saniyede 100.000 kez hücum ederek elektron çalmak isterler. Şayet vücudumuzda yeteri kadar anti-oksidan yok ise direk olarak hücrelerden alırlar. Bütün anti-oksidanlar değişik biçimde elektron verirler, örneğin vitamin C elektron verir; ancak kendisi okside olarak serbest radikal haiine dönüşür ve eiektron çalma güdüsüne sahip olur.

Kendi elektronunu verdiği halde serbest radikal haline dönüşmeyen yegane antioksidan (H) olup elektron verir, oksijeni yakar ve çok güçlü bir anti-oksidant haline geçer. Çok küçük olduğundan vücuttaki her yere gidebilir. Taze organik yiyeceklerde de yüksek miktarda (H) vardır, ancak pişirme işlemi negatif iyonların büyük bir kısmının kaybolmasına neden olur. İnsan kanı, salyası ve idrarında yapılan testlerde tüm insanlarda (özellikle yaşlandıklarında) düşük miktarda (H) bulunmuştur. Yani herkes aşırı derecede okside olmuş durumdadır. İşte bu elektron eksikliği çeşitli hastalıklara neden olur. Insan vücudunu olutşuran hücrelerde biyolojik savunma olayı geçerlidir, virüsler, bakteriler, mantarlar ve parazitler, hücrelerimiz sağlıklı ise hücre savunmasını geçemezler ve menfi etkileyemezler. Vücudumuzdaki elektron miktarını artırarak, zararlı organizmaların yaşamasını engelleyebileceğimiz gibi bağışıklık sistemimizi iyileştirerek, serbest radikallerin, toksinlerin ve zehirlerin atılmasını sağlayabiliriz. Tıp ilimi bağışıklık sistemine hücum eden virüsler için büyük araştırmalar ve masraflar yapmaktadır. Oysa yapılacak şey biyolojik savunmayı güçlü hale getirmektir. İdeal olarak insan vücudunun alkali olması gereklidir. Ancak yediğimiz yiyecekler ile aşırı asidik hale gelmektedir. Örneğin kanser hastalarının vücutlarında fazla miktarda amonyak bulunur Hastalıklara sebebiyet veren mikrop ve virüslerin en çok tercih ettikleri ortam asidik ortamdır. Ortamın pH’ ının yükseltilerek Alkali hale getirilmesi ile mikrop ve virüslerin yaşayamayacağı ortam yaratılarak hastalıkların önüne geçilebilir. Kanser hücrelerinde hemen hemen hiç hidrojen bulunmaz, vücuda bol miktarda elektron alınarak kansere karşı dayanıklılığını artırmak mümkündür.

Hidrojen, vücudun ihtiyaci olan en önemli besindir. Hücrelerinize yeteri kadar su götürerek, sıhhatli hale getirebilir; yapıcı rnetabolizmayı daha iyi çalıştırabilirsiniz. Normal suyun yarısı kadar molekül hacmine Antioksidan Alkali su ile hücrelerinize fazla miktarda su ve besini taşıyabilirsiniz. Günde 8-10 bardak Antioksidan Alkali Su içerek, egzersiz yaparak, iyi beslenerek, uzun, sağlıklı ve mutlu bir hayatın anahtarını elde etmiş olursunuz. Antioksidan Alkali suyu düzenli olarak içmeye başladıktan en geç iki hafta sonra, onun şaşırtıcı ve harika etkisini hissetmeye başlarsınız.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Sulardaki kimyasal, fiziksel, biyolojik, zehirli maddeler vb. içerikleri; Türk Standartları 266′ da belirtilen parametrelerin kabul edilebilecek min/max değerleri ile belirtilmiştir. Bu parametrelerin analiz edilmesi sonucunda suyun kullanım amacına göre uygunluğu değerlendirilebilir. Bu parametrelerden sadece birisinin standart değerler dışına çıkması suyun içme suyu olarak kullanılmasını engeller.

Reach Us

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur.

Sorularınız mı var? Hemen Arayın!

Aklınızdaki tüm sorulara cevap almak için bir telefon yakınınızdayız.